The Outer Worlds İncelemesi

Bu yazımızda The Outer Worlds oyununu masaya yatırıyor, oyunun artı ve eksi yönlerine değiniyoruz.


The Outer Worlds, son zamanlarda yayılan çoklu oyuncu modlu oyun akımına rağmen tekli oyuncu yapısıyla piyasaya sürülmüştü. RPG türündeki oyun, yüksek aksiyon dozajıyla dikkat çekiyor.


Oyun Nintendo Switch, PC , PlayStation 4 ve Xbox One platformları için piyasaya sürüldü. Oyun, hikaye tarafında alternatif bir evreni tercih ediyor. Senaryo 1901 yılında, McKinley’in suikaste uğramadığı dönemde başlamakta. Piyasaya kendi hedefleri neticesinde hükmetmeyi başaramayan ABD, zamanla yönetimi büyük şirketlere bırakıyor ve bu durum Kapitailst düzenin acımasız bir şekilde işlediği bir dönemi beraberinde getiriyor. Oyun 2355 yılında geçiyor ve sahip olduğu öğelerle oyuncuyu kendisine bağlıyor, netice itibariyle merak uyandıran, farklı bir hikaye yapısına sahip.


Oyunun ilk etabına Hope uzay gemisi içerisinde yolcu olarak başlıyoruz.Yolculuk sırasında bir arıza rapor ediliyor. Bu arıza nedeniyle on yıl yolculuk etmeniz gerekirken bu süre altmış yıla kadar artıyor ve karakterimizin başına pek çok iş geliyor.


Oyunda yetenek oluşturma sistemi bulunuyor. Aynı zamanda NPC’ler ile olan etkileşiminizi değiştiren yeni bir yetenek seçme kısmı daha bulunuyor. Bu ekrana Aptidude ismi veriliyor.Oynanış dinamikleri anlamında derin bir oyun olan The Outer Worlds’te bir karakterle konuşurken onu yalan söyleyerek kandırmak, korkutmak veya gaza getirmek mümkün. Bu da oyunu daha eğlenceli bir hale getiren etmenlerden biri. Yani oyunda ipler sizin elinizde ve bu durum oyuncuya önemli bir güven kazandırıyor. Oyun genel itibariyle rol yapma mekanikleriyle NCP etkileşimini çok iyi yapıyor ve bu yetisi sayesinde oyuncuların oldukça hoşuna gidecek tarzda bir yapım.Oyundaki NPC’leri kullanacağınız yöntemlerle öldürmek bile sizin elinizde.


Ancak oyunun bir handikapı bulunuyor. O da açı dünya temasının beklentilerin altında olması yani cansız bir yapıya sahip olması. Açık dünya havasının daha gerçekçi olmasına dikkat edilseydi oyun kuşkusuz ki çok daha başarılı olacaktı. Yine de kaliteli rol yapma öğeleri ve gelişmiş karakter gelişimi ile bu açığını bir nebze kapatıyor.


Oyunda TTD özelliğini kullanarak rakiplerinizin hayati bölgelerine nişan alabiliyorsunuz. Birbirinden ilginç silahlar bulunuyor ancak silah kullanımı hususunda yeterince iyi değil. Bazı silahlar da aşırı gereksiz duruyor.


Perk sistemine de sahip olan yapım genel itibariyle daha önce karşılaşmış olduğumuz perk sistemlerini andırıyor. Oyunda dövüş sistemi de bulunuyor. Kalabalık düşman gruplarına karşı planlar kurarak galip gelebiliyorsunuz. Dövüşlerde, savaşlarda kullanabileceğiniz takipçileriniz de bulunuyor. Takipçileriniz görev sonunda direkt olarak yanınızda belirmekte. Bu da oyunun gerçekçilik duygusuna biraz zarar vermekte. Yandaşlarınızın ölmemesi de yine gerçekçilik konusunda zarar veren etmenlerden biri.

Grafik itibariyle kendisine has bir tarz tercih eden ve gerçeklikten uzak duran The Outer Worlds’ün renk paletini ise çok iyi kullandığını, oyunun oldukça güzel renklere sahip olduğun belirtmek gerekiyor. Bu yönüyle oyuncuların iştahını kabartabilir.


Oyun genel itibariyle hem pek çok artıyı hem de pek çok eksiyi içerisinde barındırıyor. Genel olarak ortalamanın üzerinde bir deneyim yaşattığını söylemek mümkün.

Cevap bırakın